Resulü Mücteba sallallâhu aleyhi vesellem efendimiz; “Ameller Allah katında 7 türlüdür” buyuruyor. Yani derece bakımından 7’ye ayrılır. Bu amellerin derecelerinin farklı olmasının sebebi niyet ile alakalıdır. Basit bir ameli peygambere uymak niyetiyle yaparsanız sevap olur, başkasına yaranma niyetiyle yaparsanız riya olur. Ameller bu niyetlere göre değerlendirilir. Müminin yaptığı iş cenneti, ahireti kazandırır. Ancak kafirin yaptığı iş dünyada belki maddi imkân sağlayabilir ama ahirette bir nasibi olmaz. Yani imana, küfre göre ameller farklı olur. Bir de ahlak ve ihlasa göre ameller farklılık gösterir. Bu şekilde buyuruyor Efendimiz. Bir de Resulullah, “İki amel vardır. Onlar cenneti de cehennemi de gerektirir” buyuruyor. Eğer niyetiniz halis ise Allah’ın rızasını kazanmak için usulüne uygun amellerini yaparsanız cennete; niyetiniz gösterişse, riyaysa, adımı duysunlar, meşhur olayım diye yapıyorsanız da bu sefer cehenneme gidersiniz.
ALLAH DİLEDİĞİNE KAT KAT VERİR
Peygamber Efendimiz, “Bir kötülük yaptınız mı karşılığı bir cezadır” buyuruyor. Kötülük yaparsanız onun cezası bire birdir. Bu, Cenab-ı Hakk’ın lütfu, ihsanıdır. Bazı ameller de misli mislinedir. Yani fazla kazancı olmaz, bire bir sevap yazılır. Bazı ameller de vardır ki, on misli sevap yazılır. Kur’an-ı Azîmüşşan’da Allahu Teala, “Kim güzel bir amel ile gelirse, yaparsa on misliyle sevap alır” buyuruyor. Tabii öncelikle mümin olmak şartıyla. Müminler, Allah’ın emrine, Resulü Ekrem’in sünnetine uygun bir amel yaptı mı, en az bire on sevap kazanırlar. Bazı ameller de vardır ki, bir yaparsınız 700 sevap kazanırsınız. Kur’an-ı Kerim’de Allahu Teala; “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir” şeklinde buyuruyor. Sırf Allah rızası için yapılan böyle ameller, Allah yolunda malların infak edilmesi, başak tanesine benzetilmiştir. Tane misali 7 başak çıkartır. Her başakta da 100 tane vardır. Böylece ne oluyor, 700 oluyor. Bazıları böyledir. Ama bazıları da vardır, bire 700 değil namütenahi Cenab-ı Hak istediği kadar kat kat ecirler verir. Güzel işler yaparken nefsinin baskısına, dış baskılara rağmen Allah rızası için sabrediyor. Mükafatını Allah’tan bekliyorsa hesapsız karşılık alacaktır. Güzel Peygamberimiz de bunlara işaret ediyor. Bir bakarsınız aynı amel bire on verir, bir bakarsınız bire yedi yüz verir. Bir bakarsınız ki işin içinde riya vardır, cehenneme götürür.
ALLAH, AMELLERİ YALNIZ RIZASI İÇİN YAPMAMIZI İSTER
Bazı ameller de vardır. Onun karşılığı olan sevabı bir tek Allah bilir. Cennet veya Cehennem kazandırabilen ameller de vardır. Nedir onlar? Bir iş yaparken halisane niyetle başkasını ortak etmeden sırf Allah rızası için yaparsa ona cennet vacip olur. Kim Cenab-ı Hakk’ın huzurunda hesap vereceğinden korkarak, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için, heva ve hevesine kapılmadan iş yaparsa onun varacağı yer Cennet’tir. Efendimiz böyle buyuruyor. Allahu Teala da bizim kendisine halisane bir niyetle sırf rızasını kazanmamız için işlerimizi, ibadetlerimizi yapmamızı ister.
AHİRETTE İFLAS EDENLERDEN OLURSUNUZ
Tam tersi, kim yaptığı ameli Allah rızası için yapmazsa, o kişi de cehennemi boylar. Kim Allah’a amelinde ortak koşarsa amelleri boşa gider. Ahirette iflas edenlerden olur. Namazı kılarken de sırf Allah rızası için kılınmalıdır. Güzel namaz kılıyor desinler diye namaz kılmamalı. Allah’ın huzurunda olduğunu bildiği için namazı güzel kılmalıdır. Bu konuda çok kişi kaybediyor. Namazı evde kıldığımızda da Allah bir ve karşımızda, camide de. Herkesin olduğu yerde namaz kılarken rükusu, secdesi falan her şey tamam, evde kıldığında ise tavuğun yem yemesi gibi hızlı hızlı kılıyor. Yahu aynı Allah için namaz kılmıyor musun? Kılıyorsun. Peki neden böyle kılıyorsun? Aslında camide kıldığın namazı insanlar “Namaz kılıyor” desinler diye kılmış oluyorsun.
AMELLERİNİZ BOŞA GİDER
Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak lazımdır. Koştunuz mu ameliniz boşa gider. Buradan hareketle kimse bana kızmasın, darılmasın, tekrar hatırlatmak istiyorum. Kitaplarda olanı arz ediyorum. Müezzin namazdan önce Bilal-i Habeşi (r.a.) için falan filan diye sayıyor. En sonunda bilhassa Allah rızası için El Fatiha deniliyor. Ulema şeklen de olsa Allah ile başka bir ismi yan yana getirmek yanlıştır diyor. Sadece direkt Allah rızası için ya da sadece Bilal-i Habeşi için veya ulema için falan filan El Fatiha diyebilirsiniz. Ama yan yana getirmeyelim. Allah’a ortak koşmamak çok önemli. Tekrar söylüyorum, ameliniz boşa gider. Adam cami yaptırıyor, misal olarak caminin adına adımı yazın, cadde ismine adımı yazın diyor. Senin cami yaptırdığını Allah bilmeyecek mi? Ahirette Cenab-ı Hakk ne yaptın diye sorduğunda cami yaptırdım, onu yaptırdım diyeceksiniz. Peki bunu kimin için yaptınız? Allah rızası için mi, adınız duyulsun diye mi?
SECDE 7 AZA ÜZERİNE OLUR
Biliyorsunuz Cennet 8 katlıdır. Her cennetin de kapısı var. Cehennem de 7 katlıdır. Bu Allah’ın rahmeti, gazabından üstündür demektir. Cennetin ilk kapısı Dâr-ül-Celâl kapısıdır. Kapının üzerinde “La ilahe illallah” yazıyor. Bu kapıdan peygamberler, şehitler ve cömert adamlar girecektir. Cennetin ikinci kapısı Dâru’s-Selâm kapısıdır. Bu kapıdan namazı hiç aksatmadan en güzel şekilde kılanlar ve güzel abdest alanlar girecektir. Namazın şartları var, bunu herkes biliyor, ama çok hata yapanlar var. Peygamber Efendimiz “Secde 7 aza üzerine olur” buyuruyor. Sırasıyla alın, burun, eller, dizler ve ayak parmakları pençe kısmıyla ya da en azından parmak uçlarının değmesi gerekiyor. Ayağın üstünü koyan çok kişi oluyor. Böyle yaparsanız secdeniz tam olmaz. Secde yoksa namaz da yok. Bunları öğrenmek lazım. Namazı güzel kılarsanız, aksatmazsanız Dâru’s-Selâm kapısı sizi bekliyor.
ZEKÂT, GÖNÜL RIZASIYLA VERİLMELİ
Cennetin üçüncü kapısı Cennetü’l-Me’va kapısıdır. Bu kapıdan zekâtını rahat verenler girecektir. Şimdi zekât verileceği zaman Allah emrettiği için veriyor adam ama vermek istemiyor, canı giderek zekâtı veriyor. Aslında o fakire teşekkür borçlu olduğunu bilerek gönül rızası için verilmesi lazım. Eğer zekâtı bu şekilde gönül rızasıyla verirseniz Cennetü’l-Me’va kapısından girersiniz. Dördüncü cennet kapısı Cennetü’l-Huld kapısıdır. Bu kapıdan emri maruf yapanlar girecektir. Misal olarak, ezan okunurken arkadaşınız sigara içiyor. Siz de “Kardeşim ezan okunurken sigara içmek ezana saygısızlık olmaz mı?” diyerek onu emri maruf yaparsanız güzellikle bu kapıdan girersiniz. Emr-i Maruf Allah rızası için haram olan günah olan şeyleri önleme ve iyi olan şeyleri öğretme tavsiye etmektir. Ancak güzellikle yapılması gerekir. Allah’ın emri böyledir. Kalp kırarak, hakaret ederek değil. Güzellikle yaşı kaç olursa olsun bilmeyenlere dinin emirlerini öğreteceksiniz. Kötülük yapıyorsa da ona engel olacaksınız.