Abdüyeğus, Efendimiz’i (sas) peygamberliğinden önce çok severdi. Fakat Peygamberliğinden sonra iman etmemiş aynı Ebû Leheb gibi yeğenine kin duymuştur. Onun bu nefret dolu tavırlarına karşı, Efendimiz (sas) annesinin hatırası olan dayısına karşı daima hürmetli davranmıştır. Fakat o bir türlü yumuşamamış ve iman etmeden ölüp gitmiştir.
Abdüyeğus, birgün Efendimiz’i (sas) ve okuduğu Kur’an ayetlerini alaya alır. Bunun üzerine Cebrail (as), Abdüyeğus’un boynundan tutup, nerede ise belini kırılacak şekilde büker. Abdüyeğus, feryat edince, rahmet peygamberi dayanamaz: “Dayıcığım! Dayıcığım” der. Bunun üzerine Cebrail (as) der ki: “Ya Resulallah!Boşuna üzülme! Zira onun seninle hiçbir bağı yoktur.”(87)Çünkü o kafirdir. Kafir olduğundan dolayı Efendimiz’in (sas) öz dayısı da olsa asla bir bağı olamazdı. Çünkü o kafirdir. Bu hadise bize Hazreti Nuh Peygamberi hatırlatır. O da iman etmeyen oğlunu tufan da boğulurken görünce şöyle der: “Ey Rabbim! Oğlum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktır ve gerçektir. Ve sen hakimler hakimisin.” (Hud Suresi, 11/45) Bunun üzerine Allahaynen şöyle buyurur: “Ey Nuh! O kesinlikle senin ehlin (âilen)’den değildir. Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir. Hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben, seni, cahillerden olmaktan sakındırırım.” (Hud Suresi, 11/46)
87.Zübeyri, Nesebü Kureyş, s. 262; ed-Dımaşkî, Subul el-Hudâ ve’r-reşâd fî sireti Hayri’l-İ-bâd, c. XI, s. 157, 158