paylaş
FaceBook

http://islamisigi.de/joomla-images/logo/hadisbahcesi.png

Nadr b. Süfyân, Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işitmiştir:

“Resûlullah (sav) ile birlikteydik, derken (namaz vakti girdi ve) Bilâl kalkıp ezan okudu. Bitirdiğinde Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:'Kim gönülden inanarak bunun söylediklerini söyler (ezanı tekrar eder)se cennete girer.'”

(N675 Nesâî, Ezân, 34)

Enes b. Mâlik'ten nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ezan ile kâmet arasında yapılan dua geri çevrilmez.”

(D521 Ebû Dâvûd, Salât, 35)

Ebû Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki (sevabı) bilselerdi, ezan okumak ve birinci safta yer almak için aralarında kura çekmekten başka bir yol bulamazlar ve (sonunda) kura çekerlerdi...”

(B615 Buhârî, Ezân, 9; M981 Müslim, Salât, 129)

Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“Müezzin, sesini ulaştırmak için ne kadar güç sarf ederse o kadar bağışlanır. Kuru ve yaş (ne varsa hepsi) onun lehine şahitlik eder. (Cemaatle) namaza katılan kimseye de yirmi beş namaz (sevabı) yazılır ve iki namaz arasındaki (günahları) affedilir.”

(D515 Ebû Dâvûd, Salât, 31)

Câbir b. Abdullah'tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kim ezanı işitince, 'Ey bu mükemmel davetin ve kılınan namazın Rabbi olan Allah'ım! Muhammed'e sana yaklaştıran her türlü vesileyi ve fazileti ihsan et. Onu, kendisine vaad etmiş olduğun Makâm-ı Mahmûd'a kavuştur.' derse kıyamet günü şefaatim ona helâl olur.”

(B614 Buhârî, Ezân, 8; D529 Ebû Dâvûd, Salât, 37


İbn ömer (ra) anlatıyor:

“İnsanlar Kubâ Mescidi'nde sabah namazı kılarlarken birisi geldi ve 'Allah, Hz. Peygamber'e (sav), Kâbe'ye yönelmesini emreden bir Kur'an âyeti indirdi. 'Siz de Kâbe'ye yönelin.' dedi. İnsanlar da Kâbe'ye yöneldiler.”

(B4488 Buhârî, Tefsîr, (Bakara) 14)

Atâ'nın işittiğine göre, İbn Abbâs şöyle demiştir:

“Hz. Peygamber (sav) (Mekke'nin fethedildiği gün) Kâbe'ye girdiği zaman her köşesinde dua etti. Oradan çıkıncaya kadar da namaz kılmadı. Dışarı çıkınca Kâbe'nin önünde iki rekât namaz kıldı ve 'İşte kıble!' buyurdu.”

(B398 Buhârî, Salât, 30)

Ebû Zer'den nakledildiğine göre,Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir. Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında,

Allah da ondan yüz çevirir.”

(D909 Ebû Dâvûd, Salât, 160-161)

Enes b. Mâlik'in naklettiğine göre,Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Her kim bizim kıldığımız gibi namaz kılar, kıblemize yönelir ve kestiklerimizden yerse işte o kimse Allah'ın ve Resûlü'nün ahit ve emânına (güvencesine) sahip bir Müslümandır. Sakın (Allah'ın verdiği güvenceyi bozarak) ahit ve emânı hususunda Allah'a hıyanet etmeyin.”

(B391 Buhârî, Salât, 28)

Safiyye bnt. Şeybe'nin işittiğine göre, el-Eslemiyye şunları anlatmıştır:

“Osman'a, 'Seni çağırdığında Resûlullah (sav) ne dedi?' dedim. (Bunun üzerine Osman b. Talha Resûlullah'ın şöyle söylediğini nakletti): '(Kâbe'nin içinde gördüğüm, şirk döneminden kalan) iki boynuzu kaldırmanı sana emretmeyi unutmuşum. (Onları kaldır.) Zira Kâbe'de namaz kılanı meşgul edecek bir şeyin bulunması uygun değildir.'

(D2030 Ebû Dâvûd, Menâsik, 93)

Ebû Şureyh, Mekke'ye asker göndermeye hazırlanmakta olan Amr b. Saîd'e şöyle demiştir:

“Ey Emir! Bana izin ver Mekke'nin fethinden sonraki gün, bizzat kendi kulağımla işittiğim, ezberlediğim ve gözlerimle gördüğüm Hz. Peygamber'in söylediği bir sözünü sana aktarayım. (Resûlullah) konuşurken Allah'a hamd ve senâ etti. Ardından şöyle buyurdu: 'Mekke'yi Allah haram (saygın/dokunulmaz) kıldı, insanlar haram kılmadı. Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse için orada kan dökmek ve ağaç kesmek helâl olmaz…

(B104 Buhârî, İlim, 37)

Abdullah b. Amr anlatıyor: “Resûlullah'ı Kâbe'yi tavaf ederken gördüm. O şöyle diyordu:

'(Ey Kâbe)! Sen ne güzelsin ve kokun da ne güzel! Sen ne yücesin ve saygınlığın da ne yüce!..'

(İM3932 İbn Mâce, Fiten, 2)

İbn Abbâs'ın, Fadl (b. Abbâs)'tan ya da Fadl (b. Abbâs)'ın, İbn Abbâs'tan naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Haccetmek isteyen kimse acele etsin! Olur ki hastalanır veya binek hayvanı kaybolur ya da (hacca gitmesini engelleyen) bir ihtiyaç ortaya çıkar.”

(İM2883 İbn Mâce, Menâsik, 1; D1732 Ebû Dâvûd, Menâsik, 5)

Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“Her kim bu evi (Kâbe'yi) haccederken, (söz ya da eylemle) cinsel yakınlığa yeltenmez ve kötülük işlemezse, anasının onu doğurduğu günkü gibi (günahsız) hâline dönmüş olur.”

(B1820 Buhârî, Muhsar, 10)

Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“...(Allah tarafından) kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir.”

(B1773 Buhârî, Umre, 1)

Abdullah (b. Ömer) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”

(M113 Müslim, Îmân, 21)

883">