paylaş
FaceBook

http://islamisigi.de/joomla-images/logo/hadisbahcesi.png

Abdullah (b. Mes'ûd) tarafından (ra) nakledildiğine göre,

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“(Ölenlerin ardından) avuç içi ile yanaklarını döven, yakalarını yırtan ve câhiliye âdeti olarak bağırıp feryat eden kimse bizden değildir.”

(B1294 Buhârî, Cenâiz, 35)

 

Hz. Ali'nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kim bir ölüyü yıkar, onu kefenler, (kefenine) güzel koku sürer, (cenazesini) taşır, cenaze namazını kılar ve ölünün üzerinde gördüğü (olumsuz şeyleri) yaymazsa anasından doğduğu gibi günahlarından arınmış olur.”

(İM1462 İbn Mâce, Cenâiz, 8)

 

Ebû Hüreyre'nin işittiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Cenaze namazı kıldığınız zaman ölen kimseye samimiyetle dua edin.

(D3199 Ebû Dâvûd, Cenâiz, 54, 56; İM1497 İbn Mâce, Cenâiz, 23)

 

Abdullah b. Ca'fer'in naklettiğine göre, Ca'fer'in ölüm haberi gelince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Ca'fer ailesi için yemek hazırlayın, çünkü başlarına kendilerini meşgul edecek bir hâl geldi.”

(T998 Tirmizî, Cenâiz, 21)

 

İbn Ömer'in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ölülerinizin iyiliklerini anın, onların kötülüklerini zikretmekten kaçının.”

(D4900 Ebû Dâvûd, Edeb, 42; T1019 Tirmizî, Cenâiz, 34)

 

Sa'd b. Ubâde anlatıyor:

“Yâ Resûlallah, annem vefat etti. Onun için sadaka verebilir miyim?” dedim. Hz. Peygamber “Evet.” dedi. “Hangi sadaka daha değerlidir?” dedim. “(Susuz kalmışlara) su vermek.” buyurdu.

(N3694 Nesâî, Vesâyâ, 9)

 

Hz. Osman'ın azatlı kölesi Hâni' anlatıyor:

Osman b. Affân bir kabrin başında durduğunda sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Bir defasında ona, 'Cenneti ve cehennemi düşünürken ağlamıyorsun da bunun için mi ağlıyorsun?' denildiğinde şöyle cevap verdi: 'Resûlullah (sav) buyurdu ki, 'Kabir, âhirete giden yoldaki konaklama yerlerinden ilkidir. Kişi ondan sağ salim kurtulursa sonrası daha kolay olur. Eğer kurtulamazsa ondan sonrası daha çetin gelir.'”

(İM4267 İbn Mâce, Zühd, 32; T2308 Tirmizî, Zühd, 5)

 

Abdullah b. Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Biriniz öldüğü zaman, ona, varıp yerleşeceği yeri sabah akşam gösterilir. O kimse cennet ehlinden ise cennetliklerin yeri, cehennem ehlinden ise cehennemliklerin yeri gösterilir. Ve ona, 'İşte senin yerleşeceğin yer burasıdır. Sonunda kıyamet günü Allah seni buraya gönderecek.' denilir.”

(B1379 Buhârî, Cenâiz, 89)

 

Enes b. Mâlik'in naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kul, kabrine konduğu ve yakınları dönüp gittiği zaman onların ayak seslerini işitir. Ardından ona iki melek gelerek kendisini oturturlar ve 'Bu zât hakkında ne dersin?' diye (peygamberini) sorarlar. Eğer o kul mümin ise, 'Şehâdet ederim ki o Allah'ın kulu ve Resûlü'dür.' diye cevap verir. Ona, 'Cehennemdeki yerine bak! Allah onun yerine sana cennetten bir yer verdi.' denilir.” Allah'ın Peygamberi (sav), “O kişi her iki yerini birden görür.” buyurdu.

(M7216 Müslim, Cennet, 70)

 

Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor: “Resûlullah (sav) şöyle dua ederdi:

'Allah'ım, kabir azabından, cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesih Deccâl'in fitnesinden sana sığınırım.'

(B1377 Buhârî, Cenâiz, 87)


Süleyman b. Büreyde'nin, babasından naklettiğine göre, Resûlullah (sav), ashâbına kabristana girdikleri zaman şöyle söylemelerini öğretmişti:

“Selâm size ey bu diyarın mümin ve Müslüman olan sakinleri! Bizler de inşallah size katılacağız. Allah'tan bize ve size afiyet dilerim.”

(M2257 Müslim, Cenâiz, 104)

 

İbn Büreyde'nin, babasından naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ben size kabirleri ziyareti yasaklamıştım, artık onları ziyaret edin. Çünkü kabirleri ziyarette tezkire (ölümü hatırlatma ve ibret) vardır.”

(D3235 Ebû Dâvûd, Cenâiz, 75, 77)

 

İmam Mâlik'in, Zeyd b. Eslem aracılığıyla Atâ b. Yesâr'dan naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Allah'ım, kabrimi ibadet yeri hâline getirme! Peygamberlerinin kabrini mescit hâline getiren ümmete Allah'ın gazabı şiddetli olur.”

(MU419 Muvatta', Kasru's-salât, 24; HÜ1073 Humeydî, Müsned, III, 252)

Ebû Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. Kabrimi de ziyaret yeri hâline getirmeyin. Nerede olursanız olun bana salâvat getirin.

Çünkü salâvatınız bana mutlaka ulaşır.”

(D2042 Ebû Dâvûd, Menâsik, 96—97; HM8790 İbn Hanbel, II, 367)

 

883">