paylaş
FaceBook

“Müslüman’ın sağlığına her gün şükretmesi lazım”

http://islamisigi.de/joomla-images/yazarlar/prof%20dr%20cevat%20aksit.png

Peygamber Efendimiz buyuruyor, “Hastayı iyi eden Allah’tır.” Yanlış anlamayın, şifa veren, şafi olan Allah’tır. Öldüren de Allah’tır, dirilten de Allah’tır, yaşatan da Allah’tır, şifa veren de Allah’tır. Doktorlar Allah’ın zaten iyi ettiği bir hastaya vesile olurlar. “Adamı iyileştirdi, adamı bu kadar yaşattı’ diye laflar söylemememiz gerektiğini söylüyor Peygamber Efendimiz. Doktor aslında Allah’tır, insanları iyileştiren Allah’tır. “Şifayı Allah’tan bekle, bu işlerde bilgin yoksa burnunu sokma. Eğer bu işleri de beceriyorsan ben yaptım ben ettim deme” diye buyuruyor Peygamberimiz. Allah bir dert indirdiyse, dermanı da O verir. Bir insan derdine derman bulduktan sonra ben buldum, o iyi etti demeyin. Bunlar bizim imanımıza zarar verecek sözlerdir

“ABDESTLİYKEN ÖLÜRSEN İMANLI GÖÇME GARANTİSİ VAR”

Abdest almak Kur’an-ı Kerim’de, “Sizden biriniz namaz kılmaya kalktığı zaman abdest alsın, yüzünü, kollarını yıkasın, başını da meshetsin, ayaklarını yıkasın’ diye buyruluyor. Abdest almak ibadetler için, tavaf için, namaz kılmak için farz. Kur’an okumak için de gerekli çünkü Kur’an’a abdestsiz dokunulmaz ama ezbere okuyabilirsin. Abdest Allah’ın bazı ibadetler için şart koştuğu, emrettiği bir husustur. Peygamber Efendimiz, “Eğer usulüne uygun abdest alırsanız tırnağınıza varıncaya kadar günahlarınızı sizden alıp götürür, tertemiz olursunuz” diyor. Onun için niyet gerek, kıbleye dönmek gerek ve abdest alırken konuşmamak lazım. Abdest alırken selam bile verilirse selamını almayacaksın, sadece dua edeceksin. Abdest esnasında yüzünü yıkarken, ‘Allah’ım birtakım yüzleri nurlandırdığın gibi benim de yüzümü nurlandır’ diyeceksin. Kollarını yıkarken, ‘Allah’ım, kitabımı sağımdan ver, solumdan verme’ diyeceksin. Başını meshederken, ‘Allah’ım benim vücudumu cehennem azabından kurtar’ diyeceksin. Kulağımı meshederken ‘Allah’ım beni sözlerin güzelini dinleyenlerden eyle’ diyeceksin. Ayaklarını yıkarken, ‘Allah’ım sırat köprüsünden benim ayağımı kaydırma’ diyeceksin. Sonra da abdest aldığın sudan artarsa onu da içebilirsin, sünnettir. Abdest bittikten sonra kıbleye karşı kelime-i şehadet getirdikten sonra, ‘Allah’ım beni tövbe edenlerden günahlarından kurtulup tertemiz olanlardan ve sahil kullarından eyle’ diye dua edeceksin.

Evet, işte bu abdest her zaman iyi olandır. Ölümün ne zaman geleceği kimse bilmiyor, abdestliyken ölürsen imanlı göçme garantisi var. Peygamber Efendimiz, abdestli uyuyan adamın ruhunun arş-ı âlâya gidip Allah’a secde ettiğini söylemiştir

“TEMİZLİK 4’TÜR”

Temizlik 4’tür, bıyıkları kısaltmak, kasıkları temizlemek, tırnakları kesmek ve misvak kullanmak. Peygamber Efendimiz buyuruyor, “Sakalınızı uzatınız, bıyığınızı uzatınız. Eğer yaşlıysanız saçınızı sakalınızı kınaya boyayın.” Şimdi bunu yapan kişi çok az. Zamanımızda saçını sakalını kınaya boyasan ‘Kafayı yemiş bu’ derler. Peygamber Efendimiz, “Yahudilere benzemeyin” diyor, o yüzden saçımızı ve sakalımızı siyaha boyamamız doğru değil. Sakalın bazı günahlardan insanları alıkoyduğu doğrudur. Beyaz sakallı bir mümin öldüğü zaman Peygamber Efendimiz, “Dokunmayın ona, o benim yolumda saçını sakalını ağarttı” buyururmuş. Taharetlerin 4 olduğunu söyledik ama başka bir kaynakta da zahiri temizlikten bahsediliyor. Beden temizliği, el temizliği, saç ve sakal temizliği, kalp temizliği, ruh temizliği gibi temizliğin de çeşitleri var. Bozuk itikatlardan temizlenmek gerek, aklı temizlemek gerek, kalbimizi haset ve kin gibi duygulardan temizlemek gerek, nefsi temizlemek gerek. Tabii bu temizliklerin yolu ibadetler, riyazetler, zikirler ve oruçtur. Böylelikle insan ruhunu ve kalbini temizler. Manevi temizlikleri de yapmamız gerek.

“ALLAH’IN NİMETLERİNİ SAYMAYA KALKSANIZ BİTMEZ”

Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız bitmez. E o zaman da bu nimetlere şükretmek lazım. Şükretmezsek Allah o nimetleri elinden alır. Biz nimet denilince sadece ekmek anlıyoruz. Oysa Allah’ın nimetleri saymakla bitmez. Hadis-i şeriflerde ve Kur’an-ı Kerim’de, nimetler için şükretmezsek Allah’ın o nimetleri elimizden alacağı söylenmiş. Nimetin değerini bilmek ve yeteri kadarını kullanmak çok önemlidir. Bir Müslüman’ın sağlığına her gün şükretmesi lazım. ‘Elhamdülillah’ demek mizanı doldurur. Amellerimiz tartılacak ve kefelerde iyiliklerimiz ve kötülük olacak. ‘Elhamdülillah’ demek işte o kefelerin iyilik kısmını doldurur. Yemek yedikten sonra ‘Elhamdülillah’ diyelim, su içtikten sonra ‘Elhamdülillah’ diyelim, güzel bir elbise aldıktan sonra ‘Elhamdülillah’ diyelim, sabah uyandığımızda ‘Elhamdülillah’ diyelim çünkü uyanmayabilirdik. Kendimizi ‘Elhamdülillah’ demeye alıştıralım. Rızkı veren Allah, nasip eden Allah. Allah’ın her nimetini düşündüğümüzde ‘Elhamdülillah’ dememiz lazım.

“İMAN, TASDİK VE İKRARDAN BAŞLAR”

“Temizlik imanın yarısıdır” buyuruyor Peygamber Efendimiz. İman tasdik ve ikrardan başlar. Gereğini yaparsanız, amel ederseniz, haremlerden sakınırsanız o zaman imanın başka safhasındasınız demektir. Büyük zatlarda böyledir. Onlar da iman kademelerinde yükselmişlerdir ve kalplerinden hep iyilik geçer. Kâmil bir zatı muhterem evinde oturuyormuş. Tanıdığı, sevdiği birisi selam vermiş ve ‘Yazık be bu yaşında yapayalnızsın’ demiş. O zat da, ‘Sen gelince yalnız kaldım. Sen gelene kadar Allah ile birlikteydim’ demiş. Bu insanların da kademe kademe ruhları kalpleri temizlenmiştir

883">