paylaş
FaceBook
LAİLAHE İLLA ENTE SUBHANEKE İNNİ KÜNTÜ MİNEZZALİMİN.
'' SENDEN BAŞKA İLAH YOKTUR. SENİ HER ÇEŞİT NOKSANLIKTAN TENZİH EDERİM.GERÇEK O Kİ :BEN KENDİNE ZULMEDENLERDEN OLDUM ''
Hz. Yunus (as), nüfusu yüz bini aşkın bir şehrin halkına imana dâvet edici ve uyarıcı bir peygamber olarak gönderilmişti. Bu husus Kur’ân’da meâlen şöyle anlatılır: “Ve onu yüz bin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gönderdik.” (Saffat, Suresi, 147)
Rivayetlere göre bu şehir, Dicle’nin kenarındaki bugünkü Musul olan Ninova’dır.
Yûnus (as) otuz üç yıl insanları imana davet eder. Ne var ki, yalnızca iki kişi ona imân eder. (İbn Esir, el-Kâmil, Beyrut 1965, I, 360; Sahihi Buhâri ve Tecridi Sarih Tercümesi, IX, 152). Bu durum onu kızdırır: “Zünnûn (Yûnus)’a gelince, o, öfkeli bir halde geçip gitmişti. Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti.” (Enbiyâ Sûresi, 87).
Ninova’dan ayrılmak için bir gemiye binmişti. Gemi batmaya yüz tutunca, hafiflemesi için yolculardan birisinin atılması gerekiyordu. Kur’a ile belirlenen kişi Hz. Yûnus (as) oldu. Bu durum Kur’ân’da söyle haber verilmiştir: “Gemide onlarla karşılıklı kur’a çektiler de yenilenlerden oldu” (Saffat Sûresi, 141).
Suya atıldı ve işin daha da acı yönü, Yunus (as) denize atıldıktan sonra bir balık onu yuttu. (Saffat Sûresi, 142).
Evet, Hz. Yunus (as) denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette. (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 12.)
Karanlıklar içinde niyaz etti: “Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.” (Enbiyâ Sûresi: 87.)
İşte, Hz. Yunus İbni Mettâ’nın (as) münâcâtı, en azîm bir münâcattır ve en mühim bir vesile-i icabe-i duâdır. Ve bu münâcâtı, ona sür’aten vasıta-i necat olmuştur. (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 12.)
Yunus’u (as) kurtaran sebep Kur’ân’da bize ders verilerek şöyle anlatılır:
“Biz de onun duâsını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, insanları böyle kurtarırız.” (Enbiyâ Sâresi, 88).
“Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, (insanların) yeniden diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı” (Saffat Sûresi, 143, 144).
İnananlar için onun hayatından alınacak çeşitli ibretlerin yanında çıkarılacak en önemli ders şudur:
Gece karanlık, deniz dalgalı, denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Bu durumda, yani sebeplerin tamamen tesirsiz kaldığı bir vaziyette, onun imdadına yetişecek olan; ancak hükmü, kudreti, sözü hem karanlığa, hem denize, hem balığa geçen Allah’tan başka kim olabilir?
Evet, kimi zaman sebepler tamamen susar...
Nefsimiz bir deniz, bir balık gibi… Şeytan bir dalga, tv bir dalga, internet bir dalga, ifsat ve dinsizlik komiteleri bir dalga, dünyevîleşme en büyük bir dalga olarak bizi sarar...
Ve bizi ancak duâ, Hz. Yunus’un (as) tecrübe edilmiş, halis duâsı kurtarabilir.
LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNİ KÜNTÜ MİNEZZALİMİN
DUASININ SIRLARI
«Yunus Aleyhisselam’ın balığın karnında bulunduğu sürece bu duayı okudu.:
LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNI KÜN­TÜ MİNE’Z-ZALİMIN.
Manası :
«Senden başka hak ma’bud yoktur. Seni tenzih ederim. Şüphesiz ki ben zalimlerden oldum»
Her kim bu dua ile herhangi (meşru) bir işinde, dua edecek olursa mutlaka Allah onun bu duasını kabul buyurur.
Ben öyle bir söz biliyorum ki sıkıntı ve kedere düşmüş bir kimse onu söyleyecek olursa mutlaka o sıkıntı ve kederden kurtulur. O söz, kardeşim Yunus’un sözüdür. Karanlıklar içinde şöyle sesleniyordu: LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANE­KE İNNI KÜNTÜ MİNE’Z-ZALİMIN
Yine aynı konu hakkında Resulüllah (S.A.V.) Efendimiz:buyurdular ki:
Balığın karnında bulunurken Hz Yunusun yaptığı dua şu idi: LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNI KÜNTÜ MİNE’Z-ZALİMİN.» Hadisin son kısmında şu cümleler yer alıyor :
«Herhangi bir müslüman bir şey hakkında bu duayı yapacak olursa, mutlaka Allah onun duasını kabul buyurur.»
“Sa’d bin Malik (R.A.), Peygamber’den (S.A.V.) şunu işit­tiğini rivayet etmiştir:
«Azız ve Celil Allah’ın ismi (öyle bir isimdir ki) onunla dua edilirse, Allah kabul eder. Onunla bir şey istenilirse Allah verir. O isim, Yunus bin Metta’nın yaptığı duadır.”
Diğer bir rivayette buyuruluyor ki:
«Herhangi bir hasta bu dua ile duada bulunacak olur da bununla kırk defa halini arzederse, mutlaka kendisine şehid sevabı verilir. Hastalıktan kurtulacak olursa günahları da bağışlanmış olur.»
Bazı salihlerden yapılan rivayete göre, salih bir kişi Resulüllah (S.A.V.) Efendimiz’i rü’yasında görmüş. Bunu fırsat bularak sormuş :
Ya Resulallah! Benim Allah’ıma karşı bir hacetim var.buyurdular ki: «Balığın karnında bulunurken Zinnun’un yap­tığı dua şu idi: LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNI KÜNTÜ MİNE’Z-ZALİMİN.»
Başka bir hadisi şerifte de :
«Bir şey hakkında muztar kalan kimse abdest alsın, abdestini güzelleştirsin, iki rek’at namaz kılıp selam versin ve namazdan sonra secde ederek şunu söylesin: LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNI KÜNTÜ MİNE’Z-ZALİMIN.. Ve bu­nu kırk defa tekrarlasın da isteğini arzetsin. Nerede ve ne vakit arzu ederse Allah onun duasını ona göre kabul buyurur.» Ancak bunu gece yansı yapmak daha iyidir, daha güzeldir.
Bir derdin sıkıntın olduğunda bu dua ile şöyle niyazda bulun Allah’a
Allah’ım!Senin kulunum ve ca­riyen (falan kadının) oğluyum, nasiyem (dizginim) senin elinde bulunuyor. Bana dokunan bir kötülük, bir zarardan dolayı sana dua ediyorum. Derdimi sana arzediyorum ve Yunus’un (AS) dediğini diyorum: LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNI KÜNTÜ MİNE’Z-ZALİMIN.. Duamı kabul buyur, Yunu­sun duasını kabul buyurduğun gibi.. Onu gam ve kederden kurtardığın gibi beni de kurtar. Çünkü senin her şeye gücün yeter ve verdiğin sözden de asla caymazsın.
...................................................................................................................
«Bir şey hususunda sıkıntıya düşen,onu elde etmekten aciz kalan veya onu def’edemiyen veya bulunduğu makamdan azledilmiş olup tekrar o makama dönmek isteyen kimse belirtilen ayeti kırk bir defa tastamam okusun. Bu sayıyı ne artırsın, ne de eksik tutsun. Ara yere de dünya sözü sokmasın. Ancak bunu her sabah namazından sonra kırk gün okumaya devam etsin. Hiçbir günü kaçırmamaya dikkat etsin Kırk gün dolunca durumun ne olduğuna baksın. Nasıl olduğuna dikkat etsin.»
...................................................................................................................
«Bu ayet belirtilen hususların gerekleşmesinde bir çok defa­lar tecrübe edilmiştir.»
 
883">