Hz. Peygamberin "Benden sonra peygamber gelecek olsaydı Ömer olurdu" dediği, şeytanın bile korktuğu sahabi Hz. Ömer’i yakından tanımaya ne dersiniz?
Hz. Ömer, sert bir mizaca sahip olmasına rağmen insanlara karşı oldukça mütevazı davranırdı. Geniş toprakları, güçlü orduları olan bir devletin başkanı olması onu diğer insanlar gibi mütevazı ve sade bir hayat yaşamaktan alıkoyamamıştır. Pahalı, lüks elbiseler giymekten kaçınır, diğer insanlar gibi gerektiğinde alelade işlerle uğraşmaktan çekinmezdi. Tanımayan kimse onun Müslümanların halifesi olduğunu asla anlayamazdı. Çünkü çoğu zaman giydiği elbise yamalarla doluydu.
Bu esnada biri ona neden kendini bu kadar üzdüğünü ve deveyi yakalamak için bir köleyi görevlendirmediğini söyleyince O; "Benden daha iyi köle kimmiş?" diyerek karşılık vermiştir.
Günlük yaşayışını gösteren bu örnekler, Hz. Ömer (r.a)'in ümmetin sorumluluğunu üstlenen kimselerin yüklenmiş oldukları görevleri ne şekilde yerine getirmeleri ve makamlarının cazibesine kapılıp sıradan insanların yaşayış tarzından kopmadan hükmetmeleri gerektiğini, çağları aşan bir örnek sergileyerek ortaya koymuştur.
Bir devlet başkanı ancak bu şekilde, insanlardan ve onların günlük yaşamlarından kopmadan âdil bir yönetim kurabilir. Hz. Ömer'e adil sıfatını kazandıran, onun bu şekilde İslam’ı yeryüzüne hakim kılma yolunda varlığını ortaya koymuş olmasıdır.
O, bazen dul bir kadına su taşırken görülür, bazen de günün yorgunluğunu hafifletmek için mescid'in çıplak zemini üzerinde uyuduğuna şahit olunurdu. Medine'den Mekke'ye çok sayıda yolculuk yapmış olduğu halde hiç bir zaman yanına çadır almamış ve yolda, bir çarşafı dalların üzerine gererek basit bir şekilde dinlenmeyi tercih etmiştir.
Hz. Ömer güçlü bir hitabet kudretine sahipti. Onun üstün kabiliyeti yazı için de geçerliydi. Valilerine yazmış olduğu talimatları ve mektupları Arap dili için bir numune addedilmekteydi. Hz. Ömer şiire de ilgi duyan ve şiir zevki olan sahabilerden birisidir. Çok sayıda Arap şairlerinin şiirlerini ezberlemiş, az da olsa şiir yazmıştır.
Hz. Ömer ibadet ederken bütün benliğiyle Rabbine yönelirdi. Halife olduktan sonra gündüz işlerinin yoğun olmasından dolayı nafile namazlarını gece kılar, ev halkını sabah namazına "ve namazı ailene emret" (Tâhâ, 20/132) mealindeki ayeti okuyarak uyandırırdı. O, her sene haccetmeyi asla ihmal etmez ve hac farizasını yerine getirmek için Mekke'ye gelen hacılara bizzat riyaset ederdi.
"ŞEYTAN SANA YOLDA RASTLASA YOLUNU DEĞİŞTİRİR"
Hz. Ömer din konusunda o kadar tavizsizdi ki, şeytanlar bile onunla karşılaşmaktan çekinirlerdi. Bir defasında Resulullah'ın (sav) yanına gitti. Resulullah’tan (sav) bir şey istemek için orada bulunan kadınlar, Hz. Ömer'in sesini duyduklarında hemen kalkıp perdenin arkasına geçtiler. Hz. Ömer içeri girdiğinde Resulullah (sav) gülüyordu. Hz. Ömer ona; "Allah yasını güldürsün ya Resulullah" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav); "Şu benim yanımda olanlara şaşarım. Senin sesini işitince perdenin arkasına koştular" dediğinde Hz. Ömer; "Ya Resulullah, onların çekinmesine sen daha layıksın" dedi. Sonra da kadınlara dönerek; "Ey nefislerinin düşmanları! Resulullahtan (sav) çekinmiyorsunuz da benden mi çekiniyorsunuz?" diyerek onlara çıkıştı. Kadınlar; "Evet. Sen Resulullahtan (sav)n sertsin" dediler. Resulullah (sav), "Nefsim yed-i Kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, şeytan sana bir yolda rastlamış olsa, mutlaka yolunu değiştirirdi" dedi.
Resulullah (s.a.s), hakkı görmek ve onu tatbik etmek konusunda Ömer'in üstünlüğünü şöyle ifade etmekteydi: "Sizden önce geçen ümmetlerde bazen ilham sahipleri bulunurdu. Eğer benim ümmetimde onlardan biri bulunursa, Ömer b. Hattab onlardandır"
Bu, Hz. Ömer'in işlerinde ve verdiği kararlarda isabetli davranmasını bir anlamda açıklar niteliktedir. Nitekim Resulullah (s.a.s); Allah doğruyu Ömer'in lisanı ve kalbi üzere kılmıştır" demektedir. Bir defasında da Hz. Ömer'i göstererek şöyle demişti: "Bu aranızda yaşadığı sürece, sizinle fitne arasında kuvvetlice kapanmış bir kapı bulunacaktır"
Hz. Ömer, müminlerin halifesiydi. O hayatı boyunca Allah Resulü’nün (sav) nice iltifatlarına mazhar olmuştu. "Hak ile batılı birbirinden ayıran" manasına "Faruk" ismi ona bizzat Allah Resulü tarafından verilmişti. İki Cihan Serveri onun için:
"Benden sonra peygamber gelecek olsaydı Ömer olurdu" demişti ve yine onu yeryüzündeki iki vezirinden biri olarak saymıştı. Diğeri ise Hz. Ebu Bekir idi.
HZ. ÖMER'İN VEFATI
Hz. Ömer, 645 yılının son ayında Ebû Lü’lü Firuz adında Yahudi bir köle tarafından namaz kılarken bıçaklandı. Hz. Ömer, yaralıyken bile “Namaz! Namazsız adamın İslam’dan nasibi yoktur" diyor ve namazını eda edip tekrar uzanıyordu. Hz. Ömer’in cenazesi, Hz. Muhammed (sav) ile Hz. Ebu Bekir’in yanına defnedildi.
HZ. ÖMER'DEN NASİHATLER
"Kitabın (Kur'ân'ın) kapları ve ilmin pınarları olunuz! Allah Teâlâ'dan günlük rızkınızı isteyiniz."
"İşlediği günahlardan pişman olup tevbe eden kimselerle oturup kalkınız; çünkü böylelerinin kalbi her şeyden daha incedir."
"Allah'tan korkan kimse öfkesinin arkasına düşüp intikam peşinde koşmaz ve her istediğini yapmaz. Eğer ahiret olmasaydı siz dünyayı daha farklı bir şekilde görürdünüz".
"Kim insanlara âdil davranır ve nefsinden onların intikamını alırsa hayatta başarılı olur. Allah'a itaat ederek insanlar nazarında hakir olmak, günah işleyerek kazanılan büyüklükten daha hayırlıdır".
"İnsanın büyüklüğü takvası, şerefi ve üstünlüğü dini; kişiliği ise güzel ahlakıdır. Korkaklık ve cesaret insanlarda yaratılıştan var olan şeylerdir. Cesur kişi tanıdığı ve tanımadığı kimseler için savaşır. Korkak kişilerse kendi anne ve babasından bile kaçar. Dünyanın zenginliği mal ise âhiretinki takvâdır. Sizler bir Fârisi'den, bir Acem'den ya da bir Nebatî'den ancak takvâ ile üstün olabilirsiniz".
"Hikmet (akıl ve bilgi) yaşta değildir. O, Allah Teâlâ'nın dilediğine verdiği vergisidir. Kötü ahlaktan ve çirkin şeylerden uzak dur".
Hz. Ömer valilerinden bazılarına mektup yazarak şöyle buyurmuştur:
"O büyük hesaptan önce nefsini hesaba çek. Kim bugünden nefsini hesaba çekerse Allah'ın rızasını kazanmış olur ki bu büyük bir mutluluktur. Dünya hayatının kendisini gaflete düşürdüğü ve günahların meşgul ettiği kimsenin sonu pişmanlıktır. Bu söylediklerimi aklından çıkarma ki nehyedildiğin kötülükleri bırakmış olasın".
HZ. ÖMER HAKKINDAKİ HADİS-İ ŞERİFLERDEN BAZILARI
"Ömer iman ettiği gün, Cebrail (as) geldi ve melekler birbirlerine Ömer’in Müslüman olduğunu müjdelediler."
"Ömer, cennet ehlinin ışığı ve İslam’ın nurudur."
"Allah-u Teala, hakkı Ömer’in diline ve kalbine yerleştirmiştir."
"Şeytan Ömer İbni Hattabı gördüğü zaman heybetinden yüzüstü yere düşer."
"Cebrâil (a.s) bana derdi ki: İslâm, Ömer'in ölümü üzerine ağlasın!"