Behlül Dânâ hazretleri bir Harun Reşit’e, “Uygun görürseniz biraz dolaşalım diyor ve Onu mezarlığa götürüyor. Tek tek mezarları göstererek “Bak şu filanca idi, şu kadar malı vardı, şu kadar yıl yaşadı ve öldü. Şurada yatan da filanca idi, zamanının hükümdarı idi, şu kadar askeri, şu kadar da hazinesinde malı vardı.
Şurada yatan kadın da zamanının en güzeli idi. Herkes ona sahip olmak için can atıyordu. Sonunda biri ile evlendi, şu kadar çocuğu oldu ve şu kadar yıl yaşadı. Bu ve benzeri yer gösterme ve değerlendirmenin ardından eve dönüyorlar. Harun Reşit’in annesi, bu günlerde hiç Behlül’le sohbet ettin mi, sana neler anlattı? diye soruyor.
H.Reşit’in annesi tekrar Behlül Dânâ hazretlerine gelerek, “Oğluma ne zaman nasihat edeceksin?” diye soruyor. O da ben Ona nasihat ettim. Birlikte mezarlığa gittik. Ona bazı geçmiş kimseleri hatırlattım. “Ölüm en büyük nasihattir. Eğer bunu anlamadıysa diğer söyleyeceklerimin de bir faydası olmaz” diyor.