İbrahim aleyhisselam çok zengindi. Bunu gören melekler, dedi ki: “Ya Rabbi! Sen ona çok mal verdiğin için mi, o senin “Halil’in oldu?” Allah-u Zülcelal buyurdu ki: “Hayır! Ben onun kalbini biliyorum. İsterseniz, gidin onu imtihan edin.”
Cebrail aleyhisselam ve bazı melekler gelip baktılar. Bir dağın eteğinde bir mal sürüsü ve çobanları var. Cebrail aleyhisselam,
İbrahim Halilullah’a: Bunlar kimindir? Dedi. O da:
Allah’ındır. Biz bunlara vekâlet ediyoruz, dedi. Cebrail aleyhisselam:
Bizim ihtiyacımız var, bize bir koyun verir misin? Dedi. İbrahim aleyhisselam:
Allah’ı bir kere zikredin size vereyim, dedi. Meleklerin zikri farklı idi, onların zikri İbrahim (a.s)’ın çok hoşuna gitti. Onlar şöyle zikrettiler: “Subbuhun, Kuddusun, Rabbuna ve Rabbul Melaiketi verruh.” İbrahim (as):
Bir daha zikredin, Dedi. Zikrettiler, malının üçte birini verdi.
Bir daha zikredin, Dedi. Zikrettiler, malının üçte ikisini verdi.
Bir daha zikredin, dedi. Zikrettiler, bu defa sürünün tamamını onlara verdi. Melekler:
Biz meleğiz, buna ihtiyacımız yok, dediler. O:
Olsun, Allah yolunda hibe olan geri alınmaz. Satın, Allah yolunda kullanın, dedi.
Dersler ve İbretler
İşte, insanın niyeti, aynen bu şekilde, her konuda Allah için olmalıdır. İbrahim aleyhisselamın niyeti Allah için olduğundan, malını, canını verdi. İzin verilseydi, Allah rızası için kendi oğlunu da kesecekti. Hakikat böyledir. Eğer böyle olamıyorsak, en azından nefsimizi, kendimizi azarlamalıyız. Elimizden geldiği kadar, Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerini yerine getirmeye çalışmalıyız.
Seyda Muhammed Konyevi Hz. – İbretli Kıssalar