paylaş
FaceBook

http://islamisigi.de/joomla-images/orta/iyiligiemretmek.png

Bu haftaki hutbemizde İslam’da iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamanın yeri neresidir, bunu özetleyeceğiz. Hepimiz biliriz ki, İslam, hem ferdi hem de ictimai bir dindir.

 

Onun için Müslüman’ın önce kendini, sonra başkalarını ıslah etmesi şarttır. “İyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama” demek insanları iyiliğe çekme ve çirkinliklerden uzaklaştırma demektir. Başkalarının işlerine müdahale etmeyi gerektiren sebepler çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır:

Birincisi ictimai dayanışmadır: Toplum bir bina gibidir. Binanın bir yerinde meydana gelen çatlak, bütün binayı etkileyebilir. Aynen bunun gibi, topluma gelen bir zarardan sen de etkileneceksin. O halde ona mani olma hakkına da sahipsin.

Bir toplumda fesat baş gösterdi mi artık o yayılmaya devam eder ve sen de onun etkileme alanına girersin. O halde şahsi hürriyetin sınırı, başkalarının sınırına kadar olmalıdır şahsi işlerde tasarruf hakkına sahip olmak başkalarına eziyet etmek manasına gelmez. Mesela, rakı içen bir kimse başkalarına da ibret olup, kötülüğün yayılmasına da sebep olur. Bu durumda ictimai dayanışma prensibine uyarak bu kişiyi rakı içmekten alıkoymak farz olur.

Muhterem Müslümanlar!

Müdahale gerektiren sebeplerden ikincisi insani duygulardır: İnsani duygu, beni sana, seni bana kardeş kılar. Senin acınla acınır, üzüntün ile üzülür, sevincinle sevinirim. Çünkü hepimiz Müslüman kardeşiz. Şayet biri rakı içiyorsa, malını harcıyor ve kanını yakıyorsa, aklına ve ailesine karşı suç işliyorsa, bunun bazı sıkıntılarını, ona kardeş olmam sebebiyle ben de çekerim. O halde, aramızdaki insani bağ, onun hürriyetine müdahale etmeyi, hayrı gösterip, şerri yasaklama hakkını bana veriyor. Bunu yapamazsak hepimiz mesul oluruz.

Muhterem Müslümanlar!

Şer yapana müdahaleyi gerektiren sebeplerden üçüncüsü helaktir. Yeri ve gökleri ayakta tutan ölçü haktır. Her zaman hakkın orduları ve yardımcıları bulunmuştur. Bugün de; eğer yapılan iş hak ise ben onun ordusu olurum. Eğer batıl olursa, hak olmadığı için hasmı olur, onu yıkmaya çalışırım. İyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamayı meşru kılan birçok ayet(1) ve hadis vardır: Ayetlerde kötülük yapanın kötülüğünün, iyilik yapanın da iyiliğinin topluma yansıyacağını bildiriliyor.

Bir hadis-i şerifte de: “Bir kimse başkasını hidayete davet ederse, onun ve onunla kıyamet gününe kadar amel edenlerin sevabı yazılır. Onların sevabından ise bir şey eksilmez. Bir kimse başkalarını sapıklığa davet ederse, onun ve kıyamet gününe kadar onunla amel edenlerin günahı yazılır. Onların günahından bir şey eksilmez.”(2)

Muhterem Müslümanlar!

İslam, fert ve cemiyetin ıslahı için gelmiş bir dindir. O hem ferdin, hem de cemiyetin dinidir. O halde sen de bir fert olarak önce kendi nefsini ıslah edeceksin, sonra da cemiyeti ona davet edeceksin. Böyle yapmamız gerektiği ile ilgili Kur‘an-ı Kerim‘de bir hayli ayette emirler verilmiştir.(3)

Muhterem Müslümanlar!

Cenab-ı Hak, milletleri, “İyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama” ölçüsü ile değerlendiriyor. Bir milleti yücelttiğinde: “Siz insanlar arasında çıkan en hayırlı ümmetsiniz” buyuruyor. Yüceltmenin sebebini, “İyiliği emredersiniz ve kötülüğü yasaklarsınız” buyurarak açıklıyor.(4)

Bir milleti de en aşağı dereceye indirdiği zaman: “İsrail oğullarından inkâr edenler Davut‘un ve Meryem oğlu İsa’nın lisanıyla lanetlendiler. Bu onların isyan etmelerinden ve aşırı gitmelerindendi. Onlar yaptıkları kötülüklerden birbirlerini men etmiyorlardı.”(5) buyuruyor. Onların kötülüğü yasaklamamaları derecelerinin düşmesine sebep olduğu gibi, münkeratı terk etmemeleri yüzünden de Allah’ın lanetine uğramışlardır.

Muhterem Müslümanlar!

Bizler iyiliğe motor kötülüklere fren olalım. Rabbimiz böyle olmamızı emrediyor. O’nun emirlerini yerine getirenler kurtulur. Bizim kurtuluşumuz da buna bağlıdır.

Dipnotlar:

1) Âl-i İmran Suresi, ayet: 140.

Mü’minun Suresi, ayet: 71, Maide Suresi, ayet: 30, 31, 32.

2) Tirmizi, c/7 sf: 317 H. N0: 2676 (Humus baskısı) Müslim, k. 47 B.6 H. no: 2674

3) Âl-i İmran Suresi, ayet: 104-110-113-114-115.

Maide Suresi, ayet: 63-78-79

Tevbe Suresi, ayet: 71

Hac Suresi, ayet: 41

4) Âl-i İmran Suresi, ayet: 110

5) Maide Suresi, ayet: 78-79. 

883">