paylaş
FaceBook

Muhterem Kardeşlerim!

Bundan tam 1447 sene evvel 571 yılının Rabîulevvel ayıydı. Arap yarımadasında adına Cahiliyye denilen çok kötü günler yaşanıyordu. Tüm bu karmaşanın yaşandığı o zor günlerde Mekke’nin ileri gelenlerinden Abdülmuttalib’in evinde bir telaş vardı. Sabaha karşı, karanlıkları yırtan bir ışık yansıdı göklere o evden. Bir bebek sesi duyuldu Mekke sokaklarında. Bu, âlemlere rahmet vesilesi olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (s.a.s.) sesiydi.

Aziz Kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz’in doğduğu o günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı artık. Bozuk düzenin değişeceğine dair bir takım alametler görünmüştü dünyanın çeşitli yerlerinde. Çocukluk ve gençlik dönemi de dahil olmak üzere hayatının her döneminde son derece ahlaklı bir insan olarak yaşayan Hz. Muhammed (s.a.s.)’e 40 yaşına geldiğinde peygamberlik vazifesi verilecek, o da her türlü zorluğa rağmen ömrünün sonuna kadar bu vazifesini en güzel şekilde yapacaktı.

Muhterem Mü’minler!

Heyecanlı günlere yaklaşıyoruz. Önümüzdeki Pazartesi gününü Salı’ya bağlayan gece Peygamberimiz (s.a.s.)’ in doğum günü olan Mevlid kandilidir. Mevlid kandili bu yıl Mevlid-i Nebi Haftası adıyla çeşitli etkinliklerle kutlanacaktır.

Bizler, “Andolsun, Allah’ın Resülü’nde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çokça zikreden kimseler için güzel örnekler vardır.”[1] ayeti gereğince onun hayatını örnek alıp yaşamaya çalışmaktan sorumluyuz.

Tarihin zor dönemlerinden birini yaşayan dünyamız, Efendimizin Rahmet dolu mesajlarına, örnek ahlakına, dün olduğundan bugün daha fazla ihtiyaç duyuyor. Geliniz kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, Efendimizin hayatı boyunca taviz vermeden üzerinde durduğu ahlaki güzelliklere hep birlikte kulak verelim.

Hz. Muhammed (s.a.s.) dendiği zaman akla ilk gelen onun eşsiz merhamet anlayışı oluyor. Bu hususu Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade ediyor: "Size kendi aranızdan öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Kalbi sizin için titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir’’[2]

Efendimizin bir başka yönü de dosdoğru bir insan olmasıydı. Hayatı boyunca dürüstlükten asla taviz vermemiştir. Ömründe, şaka ile de olsa, hiç yalan söylememiş ve söyleme gereği de hissetmemiştir. Sözlerindeki ve işlerindeki dürüstlüğünden dolayı kendisine Muhammed’ül Emin denilmiştir. Alış verişte hile yapan bir tüccara “ bizi aldatan bizden değildir“[3] uyarısını yapmış, “Bana öyle bir şey söyle ki yapınca cennete gideyim ya Rasülallah!” diye nasihat isteyen bir sahabeye; “iman ettim de, sonra dosdoğru ol“[4] diyerek doğruluğu, cennete götüren ahlaki bir prensip olarak tanıtmıştır.

Efendimiz (s.a.s.) asla emanete ihanet etmemiştir. Yalan söylemenin, verilen söze sadakat göstermemenin ve emanete ihanetin Mü’mine asla yakışmayan birer münafıklık alameti olduğunu öğretmiştir. Efendimiz (s.a.s.) son derece basiretli ve feraset sahibi bir insandı.  Musibetin nereden geleceğini bilir, ashabına ona göre tedbir aldırırdı. “Mümin bir yılan deliğinden iki kere ısırılmaz“[5] diyerek hataya düşmeden, aynı hataları tekrar etmeden hayatımıza devam etmemiz gerektiğini öğretmişti.

Aziz Mü’minler!

Hz. Peygamber (s.a.s.) doğruluğu, güvenilirliği, her türlü zorluğa göğüs gerişi, iyi geçimli, merhametli oluşu, kul hakkına riayet edişi, birlik ve beraberliğe önem verişi ve daha pek çok yönüyle bizlere örnek olmuştur. Efendimiz  (s.a.s.)  o cahiliyle devrini, yürüttüğü 23 yıllık mücadele ile asrı saadete çevirmiş ve ümmeti olan bizlere şu iki emaneti bırakmıştır: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla yolunuzu kaybetmeyeceksiniz. Allah’ın kitabı Kuran’ı Kerim ve Resulünün Sünneti”[6].

Değerli Kardeşlerim!

Gelin bu Mevlid Kandilini vesile kılarak, âlemlere Rahmet olarak gönderilen, ümmeti olmaktan şeref duyduğumuz Efendimiz (s.a.s.)’e iyi bir ümmet olmanın çabası içerisinde olalım. Bize bıraktığı iki emanet olan Kur’an’a ve onun sünnetine sımsıkı sarılalım. Gelecek nesillerimize onun merhamet yüklü mesajlarını öğretelim.

DİTİB Hutbe Komisyonu

[1] Ahzâb Suresi, 33/21
[2] Tevbe Suresi, 9/128
[3] Müslim, İman, 164
[4]  Müslim, İman, 62
[5] Müslim, Zühd, 63
[6] Muvatta’, Kader, 3

You have no rights to post comments

883">